Filojiston teorisi, filojiston adındaki ateş elementinin cisimlerdeki yanma sırasında salındığını iddia eden günümüzde geçerliliğini yitirmiş bir teoridir. Filojiston kelimesi Antik Yunancada φλογιστόν phlogistón(yanan) φλόξ phlóx(ateş) kelimesinden türetilmiştir. İlk kez Johann Joachim Becher tarafından 1667 yılında ortaya atılmıştır. Teorinin amacı yanma ve paslanma gibi süreçleri izah etmektir. Günümüzde ise paslanma olayı herkes tarafından bilinmektedir.
Joseph Priestley, 1770'lı yıllarda bu teoriye açıklık getirmiştir. Antoine Lavoisier, filojiston teorisinin, bazı yanma deneylerine ilişkin olguları açıklamada yetersiz kalması nedeniyle, 1774 yılında Priestley'nin yanma olayıyla ilgili deneylerini kütle ölçümleri yaparak yeniden gerçekleştirdi.
Filojistik maddeler yandığı zaman uzaklaşan bir ateş ruhuna ve küle dönüşür.
Genellikle havada yanabilen maddeler filojiston açısından zengin görülmektedir. İçi boş kapalı kaptaki yanmanın durmasının sebebi havanın, sınırlı miktarda filojistonu soğurabilmesidir. Hava tamamen filojistik hale geldiğinde hiçbir madde yanamaz ve ne ısınmış metal, kalsiyum oksite dönüşecektir ne de hava yaşamı destekleyebilecektir. Nefes alıp verirken de filojiston vücut dışına atılmaktadır.1
Böylece Becher filojistonu yanma olayını açıklayan bir süreç olarak tarif etmiştir.
Joseph Black'in öğrencisi Daniel Rutherford 1772 yılında Azotu(nitrojen) keşfetti ve ikili, teoriyi çalışma sonuçlarını açıklamakta kullandı. Yanmadan artan hava aslında azot ve karbondioksitin karışımıydı. Bazen buna filojistik hava deniyordu
Johann Joachim Becher filojiston teorisinden ilk kez 1667 yılında yayınladığı Physical Education kitabında bahsetmiştir. Simyacılar dört ana element olduğunu düşünüyordu: ateş, hava, toprak ve su. Becher kitabında ateş ve hava elementlerini toprağın üç formuna dönüştürmüştü: terra lapidea, terra fluida ve terra pinguis. Terra pinguis, yağlı, kükürtlü veya yanıcı özellikleri olan elementti. Becher terra pinguisin yanma olayında önemli bir özelliği olduğuna ve yanıcı maddelerin yandığı zamanlarda terra pinguisin açığa çıktığına inanıyordu. Halle’de tıp ve kimya profesörü olan Ernst Stahl, Becher’in terra pinguisine filojiston ismini verdi ve filojiston, teoriyi büyük olasılıkla en çok etkileyen şey haline geldi.
Sonunda nicel deneylerde birtakım sorunlar ortaya çıkmıştı. Magnezyum gibi bazı metallerin yandığında filojistonu kaybederek hafiflemesi gerekirken bu maddeler kütle kazanıyordu. Kimi filojiston savunucuları filojistonun anti madde olduğunu iddia ettiler; Louis-Bernard Guyton de Morveau gibi diğerleriyse daha geleneksel bir fikir ortaya attılar ve filojistonun havadan daha hafif olduğunu söylediler. Ancak Arşimet prensibi ve magnezyumun yoğunluğuyla ilgili daha detaylı analizler yanma sonucu çıkan ürünlerdeki, havadan hafif olan filojistonun kütle artışına olan etkisini hesaplayamıyordu.
Orijinal kaynak: filojiston teorisi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
James Bryan Conant, ed. The Overthrow of Phlogiston Theory: The Chemical Revolution of 1775–1789. Cambridge: Harvard University Press (1950), 14. . ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page